MODA HABER
Haydi gençler pikniğe…
Çimlere yayılmış insanlar ellerinde içecekleriyle oturup muhabbet eder, çocuklar köpekleriyle oynar, yetenekli gençler ip atlar, top zıplatır, herkes güler eğlenir…
GÜNCELLEME TARİHİ: 24 Mayıs 2010
Anadolu yakasında oturanlar Caddebostan sahilinin hafta sonları ne kadar keyifli olduğunu bilir…
Biz de bu güzel ortamı sevdiğimiz için beton yığınlarının arasından çıkıp biraz güneş görmek biraz çimlere basıp elektriğimizi atmak için; Caddebostan sahiline attık kendimizi. Haftanın 3 günü kebap, pizza ve türevlerini yiyip iki gün kan ter içinde spor yapmaya çalışan insanlardan olduğumuz için bisikletlerimizi yanımıza aldık. İlk başta her şey güzeldi mutluyduk , huzurluyduk…
Ne olduysa sahilden yavaş, yavaş kartal istikametine doğru ilerlerledikçe oldu. Kendimi Alice harikalar diyarında sanarken yavaş yavaş garip bir dumanın içinde bulup burnuma keskin et kokusu çalınınca kabusum başladı…
Piknikçiler…
Öncelikle şunu söylemem lazım biz keyfi seven bir milletiz… Mangalın üzerinde kızaran ete taze domates, bibere, yanında bir kadeh rakıya kim hayır diyebilir. Ama bunu İstanbul'un göbeğinde, üzerinde pijama, atlet ikilisiyle yapıyorsan bir dur derim…
Özel bisiklet yoluna arabanı çekip alem yapıyorsan, etraftaki kadınları rahatsız ediyorsan ne derim bilmiyorum!!!
Kimseye piknik yapmayın demiyorum…
Ama bunun için özel mesire yerleri varken sahil şeridini istila etmek niye?
Aslında bunlar daha iyi günlerimiz havalar iyice ısındığında beyaz atlet çıkacak ve beyaz slip giymiş adamlar arz-ı endam edecek sahil yolunda…
Siz bisikletinizle sakin sakin ilerlerken karşınıza çıkan bu beyaz kelebeklerden korkmayın derim.
Yalnız olabildiğince kuvvetli çevirin pedallarınızı beyaz slibin gücü sizi de etkisi altına alabilir aman dikkat!
Biz de bu güzel ortamı sevdiğimiz için beton yığınlarının arasından çıkıp biraz güneş görmek biraz çimlere basıp elektriğimizi atmak için; Caddebostan sahiline attık kendimizi. Haftanın 3 günü kebap, pizza ve türevlerini yiyip iki gün kan ter içinde spor yapmaya çalışan insanlardan olduğumuz için bisikletlerimizi yanımıza aldık. İlk başta her şey güzeldi mutluyduk , huzurluyduk…
Ne olduysa sahilden yavaş, yavaş kartal istikametine doğru ilerlerledikçe oldu. Kendimi Alice harikalar diyarında sanarken yavaş yavaş garip bir dumanın içinde bulup burnuma keskin et kokusu çalınınca kabusum başladı…
Piknikçiler…
Öncelikle şunu söylemem lazım biz keyfi seven bir milletiz… Mangalın üzerinde kızaran ete taze domates, bibere, yanında bir kadeh rakıya kim hayır diyebilir. Ama bunu İstanbul'un göbeğinde, üzerinde pijama, atlet ikilisiyle yapıyorsan bir dur derim…
Özel bisiklet yoluna arabanı çekip alem yapıyorsan, etraftaki kadınları rahatsız ediyorsan ne derim bilmiyorum!!!
Kimseye piknik yapmayın demiyorum…
Ama bunun için özel mesire yerleri varken sahil şeridini istila etmek niye?
Aslında bunlar daha iyi günlerimiz havalar iyice ısındığında beyaz atlet çıkacak ve beyaz slip giymiş adamlar arz-ı endam edecek sahil yolunda…
Siz bisikletinizle sakin sakin ilerlerken karşınıza çıkan bu beyaz kelebeklerden korkmayın derim.
Yalnız olabildiğince kuvvetli çevirin pedallarınızı beyaz slibin gücü sizi de etkisi altına alabilir aman dikkat!
