Doğum sanatına ne oldu?
Bebeğim//Dr. Hakan Çoker Kadın Sağlığı ve Doğum Uzmanı
Bundan böyle her ay burada yazılarımla sizlere sesleniyor olacağım. Doğum ve doğum sonrası ile ilgili her şeyi burada konuşacağız. Hatta kimi zaman hamileliği… Doğal doğumu, doğumda yapılacakları, anne ve bebeğine saygılı doğum ve sezaryen kavramlarını, sizlerden gelen hikayeleri ve kendi yaşadığım doğum tecrübelerini konuşacak, hep birlikte sağlıklı ve coşkulu doğumlarla daha bilinçli bir gelecek yolunda ilerleyeceğiz.
Lütfen burada görmek istediğiniz konuları ve yazılanlarla ilgili duygu ve düşüncelerinizi paylaşın. Paylaşın ki birlikte yaratalım ve büyüyelim. Daha önce anneye ve bebeğe saygı vardı. Doğumla ilgili eski kitapları okuduğunuz zaman, doğum hep bir sanat olarak anlatılırdı. Bugünün teknolojisi yoktu.
Doğum sanatına ne oldu?
Doktor ve ebeler tanı koyarken sadece muayene ve hislerine güveniyorlardı. Hissetmek önemliydi. Ve sezaryen sadece gerçekten gerekli olduğunda başvurulan bir uygulamaydı. Ultrason yoktu. Bebeğin pozisyonu elle muayenede anlaşılıyordu. Bebek tahta bir alet yardımı ile kulakla dinleniyordu. Kuvözler yoktu. Bebekler ısınması için anne veya yakınının sıcak tenine emanet ediliyordu. Hatta hastaneler yoktu. Kadınlar evin ve sevdiklerinin sıcaklığıyla doğumu karşılıyorlardı.
Her şey daha doğaldı. İnsancıldı. Sıcaktı. Doğumda sevgi herşeyin üstündeydi. Dokunmak vardı. Anneler doğuma hep hazırdı. Onlar bebeği için çalışan aktif annelerdi. Doğum onların işiydi. Doğumu başkalarından beklemezlerdi. Anneye saygı vardı. Anneye duyguları ve hissettikleri soruluyordu. Onun yüzüne bakılıyordu. Hareketlerine bakılıyordu. Annenin bu davranışlarından doğumun gidişi hissediliyordu. Bebeğe saygı vardı. Bebekler sevgi denizinde doğuyorlardı. Sarılıp sevgiyle karşılanıyor, hemen anneyle buluşuyorlardı. Kopmayı değil, buluşmayı yaşıyorlardı. Dünyaya ilk adımlarında dokunulmayı, güveni ve sevgiyi hissediyorlardı.
Doğum sanatına ne oldu?
Teknoloji hem verdi, hem aldı!
Her şey güzeldi, ama birçok olumsuzluk da vardı. Doğumda işlerin ters gittiği çok anlar vardı. Teknoloji yetersizdi. Tanı koymakta eksiklikler vardı. Zor doğumlar vardı, ölen anneler ve bebekler vardı. Sakat doğan bebekler vardı. Teknolojinin gelmesi ile anne ve bebek ölümleri azaldı. İlaçlarla hastalıklar ve kanamalar azaldı. Erken doğan bebek artık ölmedi. Annesi ile bir ömür hayat yaşadı. Teknoloji sayesinde birçok hayat kurtuldu.
Teknoloji geldi, ama birçok şeyi de götürdü. Doktorlar artık anneye sırtlarını döndüler. Teknolojik aletler ve müdahaleler onları esir aldı. Dokunmak kalktı. Hissetmek kalktı. Anneye hiç danışılmamaya başlandı. Ne istediği, nasıl bir doğum hayal ettiği sorulmadı. Anneler tüm kontrolü doktorlara bıraktılar. Bedenlerinin kontrolü artık onlarda değildi. Duyguları bile teknolojiye teslimdi. Makine ne derse oydu. Anneler hislerine güvenmez oldu.
Doğum sanatına ne oldu?
Doğum, sanat olmaktan çıktı!
Doğumda risklerin kalkması adına sezaryen oranları inanılmaz rakamlara ulaştı. Nerdeyse bir nesil sezaryenle doğdu. Bunun toplumsal etkileri hiç araştırılmadı. Bebekler yalnız kaldı. Hatta uzun bir dönem annelerinden ayrı odalarda yatırıldılar. Bebeklerin doğumda her şeyin farkında olduğu birer birey olduğu unutuldu. Ne isteyebilecekleri sorgulanmadı. Doğum sanat olmaktan çıktı.
Teknolojik bir karar aşamaları zinciri oldu. Doğumlar şemalar ve çizelgelerle yönetilir oldu. Doğumdaki duygular unutuldu. Ne güzel ki doğum adına yeni bir değişim ve farkındalık başlıyor. Birçok anne artık bedenlerinin kontrolünü geri istiyorlar. Doğumu bilen bedenlerine ve bebeklerine güvenmek istiyorlar. Onlara güvenen doktorlar ve hastaneler arıyorlar. İstatistiklerin onları esir almasını değil, sadece rehberlik etmesini istiyorlar.
Doğum sanatına ne oldu?
Doğumda uyuşturulmadan hissetmek ve hissedilmek istiyorlar. Doğumdan hemen sonra bebeklerine ilk dokunan ve seslenen olmak istiyorlar. Doğumlarını coşku ile hatırlamak istiyorlar. Bu anneler teknolojiye güveniyorlar. Ama esiri olmak istemiyorlar. Doğumda sadece destek istiyorlar. Anne ve bebeğine saygılı doktorlar-ebeler-hastaneler istiyorlar.
Teknolojinin desteğini alarak, geçmişin doğum sanatını-sevgi sanatını geri istiyorlar. Şimdi ben doğum sanatını yeniden hatırlamak ve sizlerle paylaşmak için eski kitapları okuyorum. Sanatını en iyi şekilde yapmış ebelerle konuşuyor ve öğreniyorum. Doğum sanatının sırlarını ebelik kitaplarının satır aralarında arıyorum. Doğum sanatını ve onun hayatımıza kattıklarını ben de geri istiyorum.